İnsanoğlu yaratıldığı ilk günden bu güne kadar hep topluluklar halinde yaşamıştır. Bu topluluklar kabile, aşiret, cemaat, devlet, devletler topluluğu gibi teşekküllerden oluşur. Ama asıl olan şey, toplulukların içinde “özgür” olabilmektir. Ne yazık ki bireyin özgürlüğü, hep kısıtlanır ve bu kısıtlama da bireye özgürlük verme adına yapılır. Bu durumun yoğun yaşandığı yerlerden biri ise Müslümanlardan oluşan topluluklardadır. Halbuki İslamiyet’in temel kaynağı olan Kur’an, birçok ayetinde insanoğluna düşünmeyi emreder. Düşünmek, sorgulamayı, sorgulamak ise müspet ilimlerin temelini oluşturur. Bu çizgide devam eden yaşam tarzı ise insana yeni ufuklar açar
Yine insanoğlunun yapısında olan bir özellik de kendi işini başkasına havale etmek huyu. Bizim yerimize başkaları düşünür, başkaları karar verir; hatta başkaları yaşar. Bunlar; ana-babamız, eşimiz, öğretmenimiz, müdürümüz, amirimiz, başkanımız, genel başkanımız, liderimiz, şefimiz, şeyhimiz, üstadımızdır. Bu insanlar, hep bizim yerimize düşünür ve karar verirler, biz de uygularız.
Halbuki Müslüman düşünmeli, istişare yapmalı, “ortak akıl” sonucu verilen kararı uygulamalıdır. Yaşadığımız her ciddi problemin öncesine bakarsak hatamızı görürüz. Hz. Peygamberimiz, bir gün bir konuda görüş bildiriyor ve bu görüş Hz. Ömer’in hoşuna gitmiyor. Peygamberimize soruyor: “Bu söylediğiniz vahiy mi, yoksa sizin görüşünüz mü?” Peygamberimiz de kendi görüşü olduğunu söyleyince Hz. Ömer itiraz ediyor ve meselenin istişare edilmesini istiyor.
Her Müslümanın örnek alması gereken ilk insan olan Hz. Peygamberimizin sözü tartışmaya açıldığına göre, bugünün Müslümanı neden soru sor(a)maz ki?
Bir insanın hareketlerinin özgür olabilmesi için öncelikle beyninin içi özgür olmalı. Eğer başkaları bizim için en doğruyu biliyorsa, bizim özgürlüğümüzden bahsetmemiz mümkün değildir. Din haricindeki hiçbir şey bu özgürlüğü insana veremez. Özgür olmayan Müslümana ibadet zorunluluğu yoktur. İbadet iman ile olur. İman ise araştırarak, inceleyerek, sebep-sonuç ilişkilerini irdeleyerek olur.
Uygulamalarda yapılan hatalar (Müslümanlığımız), hiçbir zaman kaynağın (İslam Dini) hatalı olduğunu göstermez. Okuyup irdeleyen (ki dinen farz olanıdır) insan, özgür insandır. Özgür insan üretkendir. Üretmek ibadettir. İyi insanlar da hep üreten insanlar olmuştur.