loader image

Bir Sanatçı – Büşra Sandıklı İle Tezhip Sanatı Üzerine Sohbet

Berfu Dilara Zingi: Büşra Hanım sizi tanıyabilir miyiz? ,

Büşra Sandıklı: 1986 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Ankara’da tamamladım. 2004 yılında Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesinden mezun oldum. İlk tezhip derslerime kurslara katılarak başladım. Ardından 2005 yılında Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Tezhip Ana Sanat Dalı programını kazandım. 2009 yılında bölüm ve üniversite birincisi olarak mezun oldum. Aynı yıl Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tezli yüksek lisans programına başladım ve 2013 yılında mezun oldum. 2014 yılında Gazi Üniversitesi’nden Pedagojik Formasyon Eğitimi aldım. Eserlerim yurt içinde ve yurt dışında olmak üzere birçok kez sergilenmiştir. Hala tezhip çalışmalarına ve tezhip sanatını öğretmeye severek devam etmekteyim.

Berfu Dilara Zingi: Tezhip sanatı ne zaman ilginizi çekti?

Büşra Sandıklı: Küçük yaşlardan beri boyalara ve çizime ilgi duyuyordum. Penç motifine benzer renkli çizimler ve desenler yapmaya başladım. Tezhiple tanışma sürecim ise Kur’an-ı Kerimin ilk sayfalarındaki bezemelere hayranlık duymamla başladı. İnceleyip; bu nedir, nasıl yapılır, diye merak ediyordum. Bu sanatın tezhip olduğunu öğrendim. Kur’an-ı Kerim sayfaları, cilt kapakları ve takvimlerdeki basılı tezhipler beni tezhip sanatıyla tanıştırmıştır. Ailemin desteği ile tezhip kursuna başladım. Bazı üniversitelerde tezhip ana sanat dalı eğitimi alabileceğimi öğrenmemle de akademik hayatım başlamış oldu.

Berfu Dilara Zingi: Tezhip Nedir? Kısaca bilgi verir misiniz?

Büşra Sandıklı: Tezhip, Arapça altın anlamına gelen “zehep” kelimesinden türetilmiştir. Altınlamak anlamına gelmektedir. Tezhip; yazma eserler, murakkalar, albümler, levhalar, padişah tuğraları, berat ve vakfiyelerde altın ve boya ile yapılan bir bezeme sanatıdır. Tezhip edilmiş eserlere müzehhep eser denilmektedir. Bu sanatla uğraşan kişi erkekse müzehhip, bayan ise müzehhibe olarak adlandırılır.

Berfu Dilara Zingi: Tezhip sanatının tarihçesinden bahseder misiniz? 

Büşra Sandıklı: Türklerde tezhip sanatının tarihi Uygurlara dayandığı bilinmektedir. Türklerin Orta Asya’dan getirdiği tezhip sanatı; Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı döneminde gelişerek varlığını devam ettirmiştir. Selçuklu tezhiplerinde ana karakter geometrik süsleme ve rumi tezyinatıdır. Beylikler dönemi tezhipleri, Selçuklu dönemi ile benzerlik göstermektedir. 15. yüzyıl Fatih döneminde saray nakkaşhanesinde baş sanatkâr olarak Baba Nakkaş bulunmaktadır. Zahriye sayfasındaki madalyonlar, Selçuklu döneminde görülen yuvarlak formdan beyzi forma dönmüştür. 

Mat ve parlak altın kullanımının yanı sıra Fatih dönemi laciverti kullanımı da dikkat çekmektedir. 

Gelişimini sürdüren tezhip sanatı, 16. yüzyıl Kanuni Sultan Süleyman devrinde ise en parlak dönemini yaşamıştır. Eserlerde zengin işçiliğin yanı sıra altın ve karakteristik lacivert rengi de ön plandadır. Bu yüzyılda saray nakkaşhanesinde baş nakkaş olarak Şah Kulu, ikinci yarısında ise Kara Memi bulunmaktadır. 17. yüzyılın başlarında eserler 16. yüzyıla benzemektedir. Ancak asrın sonunda Batı etkisi kendini göstermeye başlamıştır.

18. yüzyılda Avrupa etkisi görülmektedir. Barok ve Rokoko üslubu tezhip sanatına girmiştir. Saray nakkaşhanesinde bulunan sanatkarlar, Batı’dan gelen bu tesirleri salt aktarmak yerine kendi zevk ve görüşlerini de katarak Türk Rokokosu denilen yeni bir üslup ortaya koymuşlardır. Bu üslubun tezhip özellikleri özellikle 19. yüzyılda kendisini iyice göstermiştir.
20. yüzyılda unutulmaya yüz tutmuş bir sanat dalı olan tezhip sanatı, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çalışmaları ve tezhip sanatına gönül vermiş kıymetli hocalarımız sayesinde günümüze kadar gelmiştir. Bugün de bazı üniversitelerin Güzel Sanatlar fakülteleri ile çeşitli tezhip kurslarında bu sanat dalı öğretilmeye devam etmektedir.

Berfu Dilara Zingi: Tezhip sanatının inşa süreci nasıldır?

Büşra Sandıklı: Tezhipte başlıca malzeme olarak altın kullanılmıştır. Altın varaklar, Arap zamkı veya bal kullanılarak ezilir. Ezilen altın yapışkan malzemeden ve tozdan arınması için yıkama işlemine tabi tutulur. İpek kumaştan süzülen altın, fırça ile sürülmeye hazır hale getirilir. Tezhip yapımında altının yanı sıra boyalar, kök boyalar, maden oksitleri gibi malzemeler de kullanılmıştır.

Tezhip çok aşamalı ince bir sanattır. Bu sanatta birçok kendine has kurallar ve teknikler uygulanmaktadır. Eserlerimizi oluştururken öncelikle nasıl bir bezeme yapacağımıza karar vermekteyiz.

Bir tezhip eserini yaparken öncelikle desen tasarımı yapılır. Eskiz kağıtlarına çizilen desen uygulama yapacağımız kâğıda geçirilir. Daha sonra ezilmiş altın ile altınlı alanlar boyanır. Akik taşı ile mühreleme işlemi yapılır. Mührelemek altının parlamasını sağlar. Motifler hazırlanan çeşitli renkler ile boyanır. Tahrir çalışması yapılır. Zemin rengi hazırlayıp zemin boyama yapılır. Eserimize göre geçme, tığ işlemeleri yapıp eserimizi tamamlarız. 

Berfu Dilara Zingi: İlk eserinizden bahseder misiniz?

Büşra Sandıklı: İlk eserim, bir münhani çalışmasıydı. Lisede ilk tecrübe ettiğim deneyimim. Desenin ortasında yine ilk defa yaptığım gül taraması çalışmıştım. Tığların yeterince ince olması için hayli özenli çalıştığımı hatırlıyorum. İlk eserim ilk defa sergiye çıkmıştı, onu diğer eserlerin arasında görmek beni çok mutlu etmişti.

Berfu Dilara Zingi: Okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Büşra Sandıklı: Sanatın birçok dalı var. Her biri ayrı bir fıtratın ilgisini cezbeder. Türk süsleme sanatlarımıza olan ilgi sayesinde unutulmaya yüz tutmuş sanatlar, öğrenilip gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Bu minvalde sanata duyulan ilgi ve öğrenme isteğinin teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Daha önceleri isminin anlamının bile çok az kişi tarafından bilinen tezhip sanatı, günümüzde birçok sanatçı ve sanatsever tarafından desteklenmektedir.

Birçok alanda olduğu gibi tezhip sanatı da genç neslin ilgisi ve öğrenmesi sayesinde gelecek kuşaklara aktarılabilir. Bu sebeple gençlerimize hitap eden Genç Yürekler dergisinde tezhip sanatına ayrıca yer verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

*Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Ekonometri Bölümü Öğrencisi