Hepimiz dünyaya bir amaç için gönderildik. En büyük amacımız ve görevimiz; biz insanlığı, tüm bu evreni bir düzen içinde yaratan Allah’a kulluk etmek.
Kimi insan varlığını kabul etmez, kimisi kabul eder; ama insanların yaratıldıktan sonra serbest bırakıldığını düşünür ve buna inanır. Kimisi de düşünür, araştırır, deliller toplar; şuna inanır ve dile getirir: “Ben yaratıldım, bir aklım ve iradem var. Yaşadığım evren mükemmel bir düzen içinde, sahip olduğum sonsuz şey var. Peki, bu denli zengin bir ortamı yaratan bir varlık nasıl olmaz? Tabi ki de tüm bunları yaratan bir İlah var. Yine öyle ki, beni bu denli düzen içinde olan bir yere gönderdikten sonra nasıl başıboş bırakır? Bu mümkün olabilir mi? Asla! Ben başıboş bırakılmadım. Elbette ki bir amacım ve görevim var.”
İşte bizler yaratıldık ve başıboş varlıklar değiliz. Hepimizin amaçları, hayatları, sorumlulukları var ve bu sorumlulukların bize getirdikleri. Biz bu işleyişin birer parçasıyız. Aynı bir yapbozu oluşturan parçalar gibi… Birçok parça bir araya gelerek bir resim meydana getiriyor, bir bütün ortaya çıkarıyor ise bizler de öyleyiz. Bir araya gelerek ortak bir amaca hizmet ediyoruz, bazen farkındayız bazense hiçbir şeyi bilmiyoruz.
Bütün her şey doğrultusunda herkesin yaşadığı olaylar ve yaşayacağı bir kaderi vardır. Herkes kendi hayatının başrolü olarak bu oyuna başlar. Önemli olan şudur, bu maceranın senaryosunu sınırlama olmadan biz mi yazarız? Kalem tamamen bizim elimizde mi? Bunun cevabı hem evet hem hayır bana göre. Evet bizim sahip olduğumuz akıl ve irade var. Lâkin irademiz sınırlıdır. İnsan olarak cüzi irade sahibiyiz. Bizlere bunu bahşeden Allah, sonsuz irade yani küllî irade sahibidir.
Aslında bizler yazmayız, sadece bizlere sunulan seçenekler arasından seçimler yaparız. Yaptığımız seçimler doğrultusunda ise hayatımız şekil alır. Her zaman yapılan seçenekler doğru olmayabilir. Yanlışlar yaparız, yaptığımız hatalarsa bizlere birer tecrübe olarak geri döner. Seçimlerimiz, düşüncelerimiz, kısacası sergilediklerimiz bizlere bir geri dönüt içerisindedir. İyi ya da kötü.
Bizlere seçeneklerle dolu bir hayat verilir. Bizler ise sunulan hayatta seçimler yaparız. Büyük bir sınav içerisindeyiz, tıpkı bir sınav kağıdı gibi sorular bellidir, seçim ise bize aittir. Vakit dolar, sınav biter, doğrular ve yanlışlar belirlenir. İşte hayat serüveni de buna benzemektedir. Bu macerada birçok seçenek sunulur. Seçimlerimiz sonucunda yenileri eklenir. Bu bir döngü olarak devam eder. Her seçim bize aittir. Önemli olan nasıl ve nerede değerlendirildiğidir.
Unutmayın! Herkes kendi serüvenine başrol olarak başlar. Kendisine ayrılan sürenin sonuna gelince de serüveni sona erer. Yanında ise sadece girdiği sınavın sonucu olur. Bakalım kim geçer bu sınavdan, kim kalır?
*Konya Karatay Nizamülmülk Anadolu Lisesi Öğrencisi