loader image

Kınalı Hasan Destanı

 Yozgatlı Hasan’ım… Başım kınalı;
Gencecik ömrüme nazım var benim.
Al yanağı gözyaşıyla yunalı,
Anama verilmiş sözüm var benim.

Yoksul bir köylüyüm, bir garip âdem;
Yaşadığım tek şey hüzünle elem,
Vatan, evladını istemiş madem,
Uğruna verecek özüm var benim.

Kardeşlerim melul mahzun olsa da,
Gül benizler birer birer solsa da,
Can özüm kabarıp gözüm dolsa da,
Gaza yollarında izim var benim.

Hâlimi arz ettim gonca güllere,
Sırdaş oldum boynu bükük dallara,
Bir seher vaktinde düştüm yollara,
Ezelden yazılmış yazım var benim.

Yolculuk çetinmiş, dert değil bana;
Geçtiğim yerlerde yazı yabana,
Selam vere vere vardım bir hana,
İçimde tarifsiz sızım var benim.

Yiğitler toplanmış, ayakta çarık;
Eskiyen urbalar tutmaz yamalık,
Bohçamın içinde bir parça azık,
Birkaç yumurtayla tuzum var benim.

Her biri bir evin ana kuzusu,
Dillerinde yavuklunun sızısı,
Oğulcuktan ayrılmıştı bazısı,
Bazıları der ki kızım var benim.

Odalara kardeş gibi doluştuk,
Bir ekmeği orta yerden bölüştük,
Çok geçmedi, can dostlara alıştık,
Yürek soğutacak buzum var benim.

Bozlakla kabardık, ağıtla taştık,
Nice dağlar nice bayırlar aştık,
Çanakkale mahşerine ulaştık,
Görüp göreceğim gezim var benim.

***

Cennet yurdun can evinde talan var,
Bin türlü desise, türlü yalan var,
Bağrı başı ezilecek yılan var,
Zulme gösterecek kozum var benim.

Çakı gibi asker olduk hepimiz,
Çanakkale bizim namus kapımız,
Can verilir, verilmezdi tapumuz,
Ruhuma işleyen hazzım var benim.

Bir gün yüzbaşımız bir sual etti,
Başımdaki kına canıma yetti,
“Mektup yaz da öğren!” diye emretti,
Sinemde büyüyen közüm var benim.

Emir geldi ön saflarda vuruştuk,
Zafer için canımızla yarıştık.
Pek çoğumuz gül cemale eriştik,
Anzak askerinden yozum var benim.

Hazreti Resul’ü getirdik yâda,
Bedr’in aslanları geldi imdada,
Layık olduk o gül yüzlü ecdada,
Şükür ki ağ olan yüzüm var benim.

Kıpkızıl kıyamet koptu bir anda,
Kafalar bir yanda, kollar bir yanda,
Bir kâfiri gördüm, boğulmuş kanda,
Suratında ayak tozum var benim.

Birden kurşun değil, gül değdi bana,
Gökten demet demet gül yağdı bana,
Rahmet bulutları gül sağdı bana,
Cennete varacak hızım var benim.

***

Mektubum gelmiş de adım okunur,
Cümle erat etrafına bakınır,
Bu şaşkınlık kumandana dokunur,
Al kanlar içinde dizim var benim.

“Kınalı Hasan”ı getirin bana!
Mektubunu okuyayım ben ona,
Görelim ne yazmış mübarek ana.”
Ağıtlar söyleyen sazım var benim.

“Kumandanım, Hasan Hakk’a yürümüş!
Gül yüzünü gonca güller bürümüş,
Denizler kurumuş, dağlar erimiş!”
Kara kış altında yazım var benim.

Anamım mektubu hüzün doludur:
“İnsan olan Yaradan’ın kuludur,
Koç yiğidim, yolun Allah yoludur;
Sen gibi kurbanlık kuzum var benim!”

“Bilmeliydim, bilmeliydim!” diyerek
Yaş döken gözlere dayanmaz yürek,
Vatan için böyle kurbanlar gerek!
Şehitlik katında gözüm var benim.