Ey dolunayı avucunda koruyan yorgunluk
Bir düş bitimi seni gerçek kılınca
Toprağın yakıldığı, ağaçların asıldığı diyarlar boyunca
Dökül bütün ruhunla ki rüzgâr kırılsın
Seferinde ağır ağır hecelersin göğsünden sökülenleri
Unutma ki, anıların nepotizmidir çocukluk
Su yürür kımıl kımıl yerini sevdikçe
Bilirim sen de böyle vakarını takınırsın
Sarıldığında, bazen bilmecelerden girifttir kelimeler
Bir kumrunun sığındığı sokakta bulursun masumiyeti
Ve kendinle savaşmanın
Deftere asla yazılmayacak tarihçesini
Bir şiir yakarsın her gün
Yağmurun darp ettiği gözyaşını taşıyarak
Ilık bir şarkı mırıldanırsın siyah bir yıldızın işittiği
Parlayan beyaz elini göğsünde saklarsın habersizce
Güneşin çektiği ağrıları omzuna saplayarak
Firuzelenir gökyüzü
Alazlanmaya hazırlanan dağların burçlarına
En güzel hasleti bırakır
Temaşa eden her şeyden kayıtsız kalır halin
Saçları en güzel şekilde dalgalanan kavmin
En körpe torunlarıdır sana seslenen
Yanağına dokunur da kaküllerin
Nefes almaktan caydıran heyecanı tutarım içimde
Patika yolların sanatıyla ilmeklenir bulutlar
Bir kurşun şakağımı sıyırmak için kanat çırpar
Yaklaşır dudak sıcaklığında yakışı
Akmayan kanıma teyel hattı çektirir
Saçlarımın saçağından aniden düşerek
Gölgende mevzilenen ışıklar yarışı cümleler
İlga edilmiş çehrelerden geçerek
Aynalardan okuruz nefeslerimizin güzergahını
Tulpar kanadının çıkardığı kıvılcımlar
Şafağa kızıl çizgisini bahşederken
Aşikardır tebessümler
Delişmen tayları keskin gözler seçerek
Atıyla gömülen kahramanın edasıyla
Bir defa daha
Ömrümü mahmuzlar