loader image

Yıldız Harmanı

Esrarı tükenmeyen mumlara üflensin

Daktilo nostaljisiyle çevrelenen zamanda

Dudak kıvrımlarında şekillenen vahaya dalıp gitmişken

Dolmalı kalemden süzülen gözyaşları

Bir nehrin sınırını çiziyor

Yüzünün apaydınlık yansımasında

İz düşümler ülkesi belirirken

Gölgeler gittikçe tuhaflaşıyor

Lambaları ehlileştiren çağımızda

 

Parmak uçlarının ardında kalır

Bu tatlı hülyanın turkuaz göğü

Sol elim sol şakağımda

Süzülürüm, göğsünde çınar ağaçları büyüten,

Yılkı atlarıyla her gün delişen

Dağlara

Umarım bakışların bana daha çok takılır

İçimde bir bulut büyütürüm

Güneşin en sakin ışık salkımlarını bırakarak

Sağ elim sağ yanağımda

İlerlerim, yağmur sesiyle dinlenen

Asfalt sıcaklığıyla her gün deliren

Toprağa

 

Bir uğraştır bu, birikir dem dem

Bazı geceler uykusuz bırakır

Baskın yiyen kalbinin titremesiyle

Bürünürsün görünmeyen izleri

 

Ateşin güle bıraktığı kokularla

Duyulur ellerimin kan sızdıran sessizliği

Ay halesi dökülür zamana

Başlar kapı ardının irtihali

 

Başını kaldır da sevdiğim

Yıldız dolsun gözlerine

Sen bakınca parlamaya başlar

Gecenin zifiri zarafeti