loader image

Yavuz Koca

          Kimse kimsenin acısını beğenmiyor artık. Dert beğendiremiyoruz ne yazık ki kimseye. O da dert mi, seninki de sıkıntı mı, deyip kendi dert ve sıkıntılılarımızın daha vahim olduğunu ima ediyoruz acınası bir tutumla. Biraz da dalga geçtin mi, tamam! İnsanda direkt yumru olarak kalıyor söyleyecekleri veyahut bir kanser hücresine ışık tutuyor o gereksiz eylemimiz. Biraz kulak versek aslında, iyi bir dinleyici olsak, efkarı umumiyede rahatlatacak buhranlı evren. Ama yok! Nafile bir çaba bizimkisi galiba. Dinleyin yahu az, birazcık da yağsın şu kasvetli hava. Yağsın da kara bulutlar dağılsın slogan atmadan.

          Dertleşmek diye bir tabir vardı sahi. Dostlar, uzun uzadıya dertleşirdi birbirleriyle. Cami avlusunda, kahvehane köşelerinde, mahalle aralarında ya da mis kokulu çamaşırların arasından camdan cama… Kelime manası da gayet açık, sözlükte; birbirine sorunlarını, sıkıntıları anlatmak demek. Gayet net bir tanımlama, herkesi aynı kefeye koymuyorum tabi ki. Yerinde ve olması gereken gibi adab-ı muaşerete uydun. Dertleşenlere selam olsun!

          Artık dert deşmek, dert mukayese etmek olmuş derdimiz. Birbirimizi dinlemektense, sıranın kendimize geleceği zamanı gözlüyoruz. Karşımızdakinin konuşması esnasında dinler gibi yapıp, kafa sallayıp hı hı diyoruz ve arka planda kendi konuşmamızı hazırlıyoruz içten içe. Ve göz göze gelmekten kaçınıyoruz maalesef. Belki bir şeyler gizliyoruz, belki derinlere bir şeyler gömdük, göz göze gelirsek büyü bozulacak gibi… Sakladığımız gizem ortaya çıkacak gibi… Kaçırıyoruz gözlerimizi. Büyük dedem derdi ki: İnsan, gözlerinin içinde, kendisini gördüğü kişiye aittir.

          Bir de derdini anlatmayıp kendi kendisini kemiren cenah var. Şehrin öbür yakası, karşının taksisi oluyor kendileri. Bu bağlamda ben çok dertliyim! Hepinizden dertliyim ağa, der gibi… Efsunlu bir hava oluşturuyor, gizemli dert sahibi. Bunalıyor, yalnızlaşıyor. Dinleyecek adam var; ama dertli nazlı çıkıyor bazen. Çok naz da âşık usandırınca durum içinden çıkılmaz hale geliyor dostlar! Dertleşmektense, kendini sigaraya, alkole veriyor nazlı dert sahibi. Çareyi sentetik ve gayri estetik alışkanlıklarda buluyor. Sigaradan çekilen derin nefes ve dumanın gözüne kaçması, göz yaşartmasından sonra el ayasıyla gözünü silip, o derdin bir kısmını içerden dışarıya püskürtmek! Ne manzara ama!

          Sigaraya özendirmiyorum. Necip Fazıl Üstad, sigara için, “ benim için yanan tek şey” demiş. Mekruh bir şeyi, sigarayı, meşru müdafaa çerçevesine sokmuş üstat. Bu bağlamda hep kafalarda kalan dertli adam, sigara içiyor klişesi var ya! Aslında dertli adam içmiyor artık! Özentili adam, kadın, genç, çocuk içiyor bu mereti. Alışkanlıktan başka bir şey değil; bu malum olay. Hatta tam teşhiş: Kötü alışkanlık.

          Bir de kendi kendine konuşan güruh var ki, evlere şenlik! Dert adamı söyletir, derler, Yolda, eğer kendi kendine konuşan birini görürseniz; ayıplamayın, gülmeyin, metanetinizi koruyun! Dertlidir konuşur. Hele konuşacak kimsesi yoksa, sesli konuşur, bağırabilir de! Hemen deli, demeyin! Önünüzden geçip gidebilir, arabasına binip hayatın karmaşasında kaybolup gider. Deli değildir o. Deli olsa araba kullanamaz. Delilik nerede başlar, nerede biter? Delilik biter mi, ayrı bir tartışma proğramı konusu. Ama, eğer kendi kendinize konuşuyorsanız; sakin olun, derin nefes alın! Yürüyorsanız oturun, oturuyorsanız yürüyün, hatta koşun! Sorun nerede başlıyor biliyor musunuz? Kendi kendinize konuşup eğer kendi kendinize cevap veriyorsanız, tehlike çanları çalmış demektir! Uğranılacak yerler arasında, ajandanıza psikiyatri, psikolog veya Rodin’in düşünen adamını ziyaret etmeyi de not alın! Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar derler ya, sevdiklerinizi her gün ağlatmayın! Delirmeyin! Sakin olun! Akıllı olun azizim, akıllı olun ve okuyun! Ne bulursanız okuyun! Okuyun ki, derdinizin ne denli dert olduğunu anlayın. Ne demiş Rasim Özdenören: “Bol bol okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır!” Ne güzel demiş. Milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğu şu günlerde aklı hür, vicdanı hür ve nitelikli dert sahibi bireylere ihtiyacımız olduğunu unutmayın ve en önemlisi dert deşmeyin! Dertleşin! Selametle…