loader image

Kelimelere Sığmayan Bir Özlem

          Sevgili Peygamberim,

          Biliyorum âlemlere rahmet olarak geldin, biliyorum en son Peygambersin.1441 sene öteden gelen sevgin, müşfikliğin, güzel ahlakınla bizleri halâ cezbedersin.. Ama bir kez daha gel ne olur! Gel ki senden af dileyelim, kıymetini bilelim. Torunlarını şehid etmeyelim, halifelerini zehirlemeyelim. Hadislerini değiştirmeyelim, geri gitmeyelim. İlimle, irfanla hep ileri gidelim. Nurlu alnının değdiği toprağa, ardında dizilip biz de secde edelim. Bir daha gel Ya Resulallah!

          Ümmetim, diye ağladığın bizler şimdi çok perişânız. Seni görmeden sevdik; ama lâyıkıyla bilemedik. Mademki son Peygambersin bir daha yok, o zaman bizlere bir şans daha niye yok? Elini tutmak, yasaklarına uymak, dimdik ayakta durmak, kimseden korkmamak istiyorum. Müslüman elinden, dilinden emin olunandır biliyorum. Öyle ise onları ben neden göremiyorum? Çalanı, çırpanı, birbirinin kuyusunu kazanı, emeksiz kazananı, haksız talanı, yalanı, dolanı, riyayı, yan gelip yatanını, yoldan sapanını kim düzeltecek? Bizi kim bekleyecek? Artık Yetiş Yâ Muhammed, Allah aşkına! Oysa çalışanı severdin, hep iyilik emrederdin.

          Ya Resulallah, istiyorum, yeniden bulalım kendimizi. Samimiyeti, dürüstlüğü, güveni ve hoşgörüsüyle, kardeşliği öğreten, eşitliği getiren mübarek dinimiz, yine parıldayan bir güneş olsun dünyada. Bizler savaşmakla değil, birbirimizi sevmekle mükellef değil miydik? Doldurduk yine putlarımızı. Hatırlayalım ne olur tüm unuttuklarımızı, bugün ibret alıp korktuklarımızı, o gün hazır bulmadık mı?

Sen ey en güzel dost, en müşfik eş, Kur’an ahlakıyla bezenmiş eşsiz insan! Anladım ki Kitabımıza sımsıkı sarılmak, sana sarılmak, onu anlayıp yaşamak da sana kavuşmak demekmiş. İşte o zaman elimizi tutan da Sensin, hiç bırakmayacak olan da Sen… Bu dünya yaşadıkça bizimlesin. Bırakma hiç, Yâ Resulallah!”