loader image

Hasbihal

Bir banka oturmuş gökyüzünü izliyordum. Derin bir sessizlikteydi içim. Kaybetmiştim rotamı. Eksiklik hüküm sürmeye başlamıştı yüreğimde. Derin bir iç çektim. Korkuyordum ve sarsılmıştım. Kafam karışmış, tanıma ve tanımlama isteğiyle dolmuştum.

Yanlışlıkların dikenleri huzursuz ediyordu beni. Bir Peygamberin duasıyla, Allah’ın bana vereceği bütün hayırlara muhtaçtım. Bilmiyordum, kontrol edemiyordum  birçok şeyi. Çabam gereksizdi. Usanmıştım ve çetrefilleşmişti her şey. Hayal kırıklığını en deriniyle yaşıyordum. Çığlıklar biriktiriyordu benliğim. Eriyordum git gide.

Birçok duyguyu aynı anda hissediyordum, sarp yokuşlar nöbete durmuştu. Ümit edeceğim kişilerden de kopmuştum bir bir. Çaresizdim. Dalgın bir şekilde manzarayı seyrediyordum sadece.

Hatırladıklarım ve şaşkınlıklarım, aklımın çıkmaz sokaklarına itiyordu beni, elimden kayıp gidiyordu muhakemem. Ağrıyan bir yüktüm artık, halsizdim. Ağlamaktan başka hiçbir tesellim yoktu; fakat düğüm olmuştu boğazımda düşünceler. Kaldıramıyordum. Acıyordu bir yanım. Dönmek istiyordum uçurumlardan. Geç kalmıştım, uzaklaşmıştım kendimden. Nasıl yapacak ve nereye gidecektim?

Zıtla kaimdi ya her şey. Acaba bir çıkış yolu bulabilir miydim? Acımasızlık, şefkati ortaya çıkarır mıydı? Bilmiyordum. Kuşların sesleri yoldaşlık ediyordu sızılarıma. Her şeyin bir zamanı vardı. Beklemeliydim. Yolum, bu şekilde çizilmişti belki, devam etmeliydim bir şekilde. Arkadan hafif bir müzik açtı birisi ve yüzüme vuran rüzgâr gülümsetti beni. Derdimi daha derinde hissetmem için her şey çabalıyor gibiydi.

Muhtemelen bir hazırlanıştı bu. Her şey iyi gidemezdi ve tökezlemiştim. Gelmiyordu aklımdaki soruların sonu. Sabaha kadar kalamazdım orada, gitmeliydim. Aksak bir şekilde kalktım ve ağır ağır yürümeye başladım. Yemyeşildi her yer. Acaba umudum da yeşerir miydi bir gün? Meçhuldü.

Zaman, insanların nezdinde durmamakla meşhurdur, geçti. Şimdi anlıyorum ki elbette her şey bir gün filizlenir; ama Allah’ın dost olarak yeteceğini anlamalı ilk başta. Sonrasında da tevekkül edebilmeyi öğrenmeli. Çarptığım duvarlar bu yüzdendi.

Durulmaya başlamıştım. Yıkıntılarımı tamir için birçok şeyi nasip etmişti dost. Peki, ben tam olarak anlayabildim mi derseniz?

Sanmıyorum.

Emanetçilerin en Emini’ne… Bir ahiret hesaplaşması adına…