Bir Kavanoz Reçel Bunlar da Geçer 🙂
Dijital Çağ Başlıyor, Sen Neresinde Olmak İstersin?
Ahali Selam!
İlginç bir haber: “Japonya’da 35 yaşında evli ve dört yaşında bir çocuk babası Shoji Morimoto, hiçbir şey yapmadan kendini kiralayarak günde 2.100 TL kazanıyor. Özellikle korona virüsü salgını yüzünden yalnızlık çeken ve depresyona giren, sıkılan ve sosyalleşmek isteyenlerle anlaşan Japonlara eşlik ediyor. Morimoto, ulaşım ve yemek parasını da müşterilerine ödetiyor. Genç adamın tek işi ise karşısındaki kişiyle basit sohbet etmek. Taleplerin artması ve bazı insanların bu hizmeti suistimal etmesi sonucunda ücret talep etmeye başlamış. Günde 3-4 müşteriyle bir araya geldiğini söyleyen Morimoto, ‘İnsanların büyük çoğunluğu sesleri duyulsun, birisi onları dinlesin istiyor. Ben onları yargılamadan dinliyorum, insanların yalnızlık hissini dindiriyorum.’ dedi.”
Bir başka haber: “İngiltere’de Yalnızlık Bakanlığı kuruldu.” Yaklaşık 400 bine yakın kişi, 1 yıl içerisinde kimseyle konuşmamış. İnsanlar kitlenmiş durumda, ne yapmalı? Hem 2030’a kadar gerçekleştirilmesi düşünülen ve Davos 2021’in konusu olan büyük reset mevzunu masaya yatırıyoruz. Onlardan önce büyük reseti gerçekleştiriyoruz!
Hep beraber güneşe yürüyelim! Çünkü “Duranlar yürüyenlerden daha çok ses çıkartırlar”. “Güneşi önümüze alıp gölgemizi arkamıza düşürebilirsek ne mutlu bize!” Hadi, reset başlasın!
Esas Akıl ve Yürek, Esaslı İnsan
Masal, çocukları uyutmak yetişkinleri uyandırmak içindir! (Judith Liberman) Uyanın!
Hani bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: “Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?” Doktor, “Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?”, der. Adam, “Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.” “Hayır!” der doktor, “Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.”
Kıssadan hisse… Akıl, sadece bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır. Çözüm, kendimiz için, ailemiz için, ülkemiz için, dünya için öze dönmektir. “Öze dönüş; tüm zamanların taklitçiliklerine ulaşıp zilletten izzete; dalaletten hidayete; hayalden, hakikate; bedevilikten medeniyete dönüşmenin tek çaresidir, öze dönüştür.” Çözüm, mutluluk pesinde koşmaktır. Para en büyük uyuşturuculardan bir tanesi… Zengin olmak demek, ihtiyacın olmaması demektir. Çözüm, bu dünyada misafir olduğunu unutmamaktır. Bu dünyaya öğrenmeye geldik ve bu yolculuğun edeplerine uymamız lazım. Bu dünyada misafir olduğunu bileceksin. Çözüm: benim dinim nezakettir. Dalia Lama’nın bir sözü var: “Benim dinim nezakettir.” Bizim İslam dini de bu şekilde nezaket üstüne kurulmuş. Haddini bilmek, edep, güzel ahlak… çok güzel ifadeler. Karşındakine gerekli saygıyı göstermek, onun da var olduğunu kabul etmek… Çözüm değerlerimizle, kahramanlarımızla büyük reseti gerçekleştirmektir.
Çözüm, “Kur’an, bir üniversitedir! Bu üniversitenin fakülteleri vardır; akıl, tevhit, ilim gibi. Üniversitenin kapısında şu yazar; aklını kullanmayan giremez!” (Prof.Dr.Bayraktar Bayraklı) anlayışındadır… Çözüm: En eski Türk anayasası, töredir.
Bilge Kağan Yasası: En Eski Türk Anayasası: Töre
Bir büyüğümüz hatırlattı; en eski Türk anayasası töredir!
1-Tengri (Yaratan) tektir 2-Her kim ki, Tengri’den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın. 3-Bir il (ülke), bir Kağan, bir Tengri… 4-Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun, iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. 5-Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur. 6-Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur. 7-Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak. 8-Ana-babaya ve ataya tazim (saygı) duyulacak. 9-Hısmına sarılacak, komşusunu gözetecek. 10-Er kişi yalan söylemeyecek. 11-Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak. 12-Kim ki, bir ırza musallat olursa, canından olacak. 13-Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak. 14-Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya (cehennem) uçacak. 15-Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek. 16-Başkaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek. 17-Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak. 18-Kin ve gururdan uzak olunacak. 19-Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak. 20-Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak. 21-Kızı isteyen Kağan da olsa, bey de olsa, kız istediğine verilecek. 22-Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin. 23-Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın. 24-Bugünün işini yarına bırakmayacaksın. 25-Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın. 26-Güçlüyken affet, zayıfken sabret. 27-Yazgına asi olma. 28-Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma. 29-Herkes adaletle iş görecek. 30-Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut. 31-Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma. 32-Kağan o dur ki, adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa, il yok olur. İl olmazsa, budun kul olur. 33-Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin! “Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir? (Bilge Kağan Yazıtı – M. S. 730 / Orhun Irmağı Yakınları, Ötügen – Moğolistan)
Özlenen, beklenen sensin! Zalime, zulme karşı dik duran sensin ey asil millet! İnsanlık bizi çağırıyor! Türkiye, dünyanın vicdanıdır, merhametidir. Biz not düşelim buraya: Dijital çağ başladı, sen neresinde olmak istersin?
Hörmetler efendim! 🙂