Hem mürekkep eksilir
Hem de klavyeler eskir
Yakılmış bir ışık demeti sızar ince bir çatlaktan
Kaşlarımın ucu kıvrılır titreyerek
Bir düş bileşimidir artık sokak köşeleri
Ekmek savaşlarının ortasında kalmış
Hem saatlerin pili biter
Hem telefonun şarjı azalır
Alarm sesisin sevdiği bir şarkıyla keser insan
Senin parmaklarından dökülür ruhumdan damlalar
İnsan çehresi maskeli gizdir bizde
Bir tehdit nasıl resmedilebilir ki alınlar gri renkteyken
Temerküz noktası sunmak isterim dünyaya
Omuriliğimin hizasında sırtıma bir çizgi çizerek
Bilirsin, kollarımın gücünü saklarım hep
Kucaklayabilmek için sükuneti
Ve sen içindeki beni
Efsunları çürütmeyi göze almaktır seni tanımak
Bulutların malum şahitliğinde
Bir gökkuşağı yaralanır ansızın
Bin cemre sıcaklığı damlar yeryüzüne
Bir hurma yaprağının gölgesinde bekleyen sesin
Esenlik verir ceylanların gözlerine
Tebessümün değince gökkuşağına
Cemalinin tesiri adını sayıklatır
Canhıraş tüketilir adımlar farkında bile olunmadan
Döneriz yeni normallere eskinin kaydını silikleştirerek
Yaprakların seranatını sansürleyen balkon perdelerini
Apartman boşluklarına eğilen rüzgarlara şikâyet ederim
Beyaz kağıtlara açılır ateş delikleri
Bir gurup bitimi parlar akkor
Yakarır bir kul Rabbine kalbinde esrik bir ritimle
Beyaz ten üstünde dalgalanan
Kan yakışı bakışlar peyda olur
Ve aşk insanı uzağa kor