Doğurdun, büyüttün beni hevesle
Geceleri üçe, beşe bölerdin
Uykusuz gözlerle, en ılık sesle
Ninni söyler, ağlar, sallardın anne
Ak sütün ağzımda duruyor gibi
Gözlerim hep seni görüyor gibi
Ellerin saçımda yürüyor gibi
Islak gözlerini silerdin anne
Duanla korurdun beni her şerden
Haber gönder bana gittiğin yerden
Öyle özledim ki, ne gelir elden
Okşar, koklar, öper, belerdin anne
Doğduğum gün gösterdiğin neşeyi
Unutamam, büyüdüğüm o evi
Anasızlık ölüm imiş bir nevi
Of desem saçını yolardın anne
Yaprak, toprak oldu o güzel cismin
Dilimden bir lahza düşmüyor ismin
Duvarda sararmış gelinlik resmin
O günü anlatır gülerdin anne
Toprağı severim onda anam var
Yanında yârı var, yani babam var
Acınız tükenmez ölene kadar
Mümkün olsa çoktan dönerdin anne
Işık demek ana, ana demek nur
Melekler anadır, anayı tanır
Cehennem ateşi yakmaz utanır
Delmek yetse arzı delerdin anne
Babam nasıl, sen nasılsın, sormadım
Çok hasretlik çektim dışa vurmadım
İki yıldır düşte bile görmedim
Her saat görmeyi dilerdin anne
Bir gölgeydi, güneş doğdu çekildi
Geçici saltanat bitti yıkıldı
Başucuna küçük bir taş dikildi
Bu yalancı dünya yalandır anne
Mekanın Cennet’te Firdevs’in olsun
Şefaat kânimiz kabul buyursun
Sen anasın ana gibi uyursun
Kurtuluş, orada kalandır anne