Hayal kırıklığı, akıp giden yıllar
Gönül incindi mi yıkık can evi
Yürekte biriken acı duygular
Mum gibi yanar derdin alevi
Üzüntüler, hiddet, pişmanlıklar
Dinmeli içinde isyan nefesleri
Artık bitmelidir bu düşmanlıklar
Hırçın gençliğin azgın hevesleri
Bir gün muhakkak anlayacaksın
Seni sevdiğimi ilk günden beri
Geçmişe hıçkırıp ağlayacaksın
Andıkça suçlanan geçen günleri
O gün duyacaksın ta derinden
Gelmen için haykırdığım sesleri
İpeksi kesiklerle hoyrat yerinden
Düşler uçururken kuş kafesleri
Belki tutacaksın sana uzanan eli
İçten, katıksız, tutkulu, saf, doğal
Yüreğimden akan bu sonsuz seli
Durdur ne olursun benimle çoğal
Gönlünde açılsın beyaz sayfalar
Kalbin ferahlasın, arınsın ruhun
Lavanta kokusu tüm hatıralar
Canlansın göz pınarında huzurun