Röportaj: Ahmet Zülküf Tınar
Konuşan: Hasan Doğan
(Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğrencisi)
Ahmet Zülküf Tınar: Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Hasan Doğan: Ben Hasan Doğan. Doğma büyüme Urfa, aslen Gümüşhaneliyim. Şu anda Ankara Bilkent Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim.
Ahmet Zülküf Tınar: Şu anda, gençlik ve gençlerle ilgili hangi sorunları görüyorsunuz, sizce gençler için en önemli sıkıntılar nelerdir?
Hasan Doğan: Herkesin bu soruya vereceği cevap, bulunduğu çevreden ve bu çevredeki gençlerin etkisinde kalarak verdiği bir cevap olacaktır muhakkak. Tabii ki benim de bulunduğum çevre bu konudaki düşüncelerimi etkilemiştir; fakat genel olarak düşündüğüm zaman gençlerin ciddi manada dini ve milli duygularında eksiklik olduğunu düşünüyorum ki, İslam âlemine ve vatanıma bir şeyler katayım gibi nihai bir hedef olmadığı zaman, hatta bu gayenin yerini daha çok para kazanayım, zengin olayım, istediğime ulaşabileyim ve mutlu olayım gibi bir hedef almış durumda sanki. Yani, saadeti zenginlikte aramak dediğimiz şey bu oluyor belki. Dolayısıyla ilk gayenin yerini bahsettiğim ikinci gaye doldurduğu zaman, yani sürekli para kazanmaya yönelik hayatlar söz konusu olduğu zaman ki, bu hayat biçimi de ciddi manada yayılabiliyor.
Ahmet Zülküf Tınar: Bu bahsettiğiniz sorunların çözümleri nelerdir, hangi yol ve yöntemlerle bu sorunları ortadan kaldırabiliriz?
Hasan Doğan: Öncelikle devletimizin bu tarz sıkıntıları tespit edip ardından da kendi bünyesindeki kurum, kuruluşlar ve bağımsız sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Bu demek değil ki bu işle sadece devlet uğraşsın. Bizim gibi düşünüp, devletime milletime bir şeyler katmalıyım, diyen insanların da ellerinden geleni yapmaları gerekiyor. Özellikle arkadaşlarıyla muhabbetleri sırasında ilk bahsettiğim gayeyi yaymak için çalışmalar yürütmeliler. Tabi ki öncelikle bu gayeyi kendimiz benimseyip yaşamalıyız. Çünkü takdir edersiniz ki lisan-ı hâl dediğimiz şey, bu tarz bir gayeyi yaymaktaki en etkili metottur. Biz; vatan, millet, din için çalıştığımız sürece istesek de istemesek de düşüncelerimiz insanları etkileyecektir.
Ahmet Zülküf Tınar: Ülkemizin ve insanlığın içinde bulunduğu buhran karşısında gençliğin tavrı ne olmalıdır?
Hasan Doğan: Şu anki güncel duruma baktığımız zaman, ülkemizin içinde bulunduğu buhran denildiği zaman akla ilk gelenlerden birisi ekonomi olacaktır mutlaka. Peki, ekonomiyi nasıl çözeriz bu sadece ekonomistlerin işi midir? Tabii ki hayır. Biz ülkemizde yaşayan her bir birey olarak üstümüze düşeni elimizden geldiği şekilde yapmalıyız. Bu bizim vatanımız, bizim milletimiz. Elimizden geleni yapmak dediğimiz şey de herkesin kendi işini en doğru şekilde yapması. Örneğin ben bir mühendis olarak vatanıma bir şeyler katmak için çalışmalar yürütsem, ki ülkemizde on binlerce mühendis var, çoğu mühendis bu gayede olsa teknolojik anlamda çok çok önemli mesafeler kaydederiz. Herkes kendi alanında bu gaye doğrultusunda çalıştığı zaman inanılmaz bir kalkınma gösteririz ve belki de ekonomi konuşulmaya değer bir konu olarak yer almaz bile gündemimizde.
Ahmet Zülküf Tınar: Gençlerin bugün için; kültür, sanat, edebiyat, okumak, yazmak, düşünmek konusundaki ilgilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hasan Doğan: Yani açıkçası doğru söylemek gerekirse ben de çok ilgilenmiyorum. Herkesin uğraştığı, zevk aldığı veya gayelerine ulaşmak için kendilerini geliştirdikleri alanlar farklı farklıdır. Öte yandan, edebiyatın, şiirin, sanatın insanları ciddi anlamda geliştirdiğini özellikle insanların düşünme becerisini gerçekten geliştirdiğini düşünüyorum. Ki insan olmanın temel tuğlalarından biridir düşünmek. Şimdiye kadar bahsettiklerimizin, gerçekleşmesini umut ettiklerimizin olabilmesi için de düşünen, düşünebilen gençler lazım. Bu açıdan bakıldığında dediğim gibi insanların bu alanlarla ilgilenip kendilerine ve ülkemize çok fazla şey katabileceklerine inanıyorum.
Ahmet Zülküf Tınar: Peki, sizin bu şahsi ilgisizliğinizin sebebi sayısal bir alanda eğitim görüyor olmanız mıdır?
Hasan Doğan: Tabi ki etkisi vardır. Hatta sayısal alanı tercih etmemin sebeplerinden biri de sözel-edebi şeylerle iştigal etmekten pek zevk almamam. Her ne kadar hoşlanmasam da keşke ben de şiirden hoşlansaydım diyorum. Keşke ben de şiir okumayı, dinlemeyi sevseydim. Çünkü insanları görüyorum, bu takım sanatsal şeylerden o kadar lezzet alıyorlar ki ben de o lezzeti merak ediyorum açıkçası.
Ahmet Zülküf Tınar: Genç Yürekler Dergisi’nin okuyucularına bir mesaj vermek ister misiniz? Tavsiye ve önerileriniz nelerdir?
Hasan Doğan: Artık bir kendimize gelelim. Ayağa kalkalım, şu bataklıktan bir çıkalım. Şu materyalizmden, dünyevileşmekten kurtulalım. Bin lira, iki bin lira fazla kazanayım derdinden sıyrılalım. Maddi işlerin yakasını bırakalım. Hakikaten hayatımızı çok ciddi gayeler uğruna değerlendirebilecek iken böyle birkaç kâğıt parçası için harcamanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Herkese ihtiyacımız var. Bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır. Herkes üstüne düşeni en güzel şekilde yapmalı ve lisan-ı haliyle çevresine örnek olmalıdır. İnanıyorum ki yakın gelecekte çok güzel şeyler olacak.
Ahmet Zülküf Tınar: Verdiğiniz bilgiler, düşünceleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim.