loader image

Örnek Bir Lider: Kurmancan Datka

Dünya tarihinde general (datka) rütbesine layık görülmüş ender kadınlardan biri olan Kurmancan Datka, sadece Türkistan’ın değil bütün Türk Dünyasının, Müslüman âleminin iftihar duyduğu şahsiyetlerden biridir. 1811 yılında Kırgızistan’ın Oş bölgesindeki Orok köyünde doğmuştur. Kurmancan, ilk defa kendinden küçük yaşında nişanlandığı kocası Kulseyit’ten kaçarak baba ocağına dönmesi sebebiyle söz ettirmiştir. Bu tür olaylar o devirde çok nadir meydana geldiğinden bölge yöneticisi olan Alımbek Datka da bu olay dolayısıyla Kurmancan’ı tanımış ve nihayetinde onun duruşu ve bilgeliğinden etkilenerek 1832 yılında onunla evlenmiştir.
Alımbek Datka, görevi gereği Hokand Hanlığı merkezinde sık bulunduğundan Oş ve Alay’daki işleri eşi Kurmancan iş becerisini ortaya koyarak kısa zamanda eline almıştır. 1862 yılında kocası saray entrikalarına kurban gittikten sonra gerek halkı gerek Hokand, Buhara hanlıkları ve daha sonra Çarlık Rusya Kurmancan’ı Oş, Alay halkının yöneticisi olarak kabul etmiş, ona Datka unvanı vermişlerdir.
Rusların bölgeyi işgal etmesine son yıllara kadar Kurmancan Datka önderliğindeki Kırgızlar direnmiştir. Bu mücadelenin eşit olmayan şartlarda yürütüldüğünü anlayan Kurmancan Datka, halkını korumak için Ruslarla eşit düzeyde anlaşma sağlamıştır. Halkının istikrarını düşünen Kurmancan, hayatının sonuna kadar bu doğrultuda büyük bedeller ödemiştir. Bir oğlu darağacına asılmış, çocukları ve torunları Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir. 1 Şubat 1907 tarihinde vefat eden Kurmancan, darağacına asılarak öldürülen oğlu Kamçıbek’in yanına defnedilmiştir.
Kırgızistan’da çok iyi bilinen Kurmancan Datka, heykelleri dikilerek, adı sokaklara, okullara verilerek ve resmi millî paraya resmedilerek yaşatılıyor. Kırgız-Rus Slav Üniversitesinin Kurmancan Datka adında uluslararası ödülü mevcuttur. 2014 yılında Kırgız Devleti’nin desteğiyle onun hayatı sinemaya aktarılmış, söz konusu film Oscar’a yabancı film dalında aday gösterilmiştir. Kurmancan Datka filmi, aynı yıl Boğaziçi Film Festivaline de katılmıştır. Onun adını yaşatmak için 1996 yılında kurulan vakıf halen faaliyetlerini yürütüyor.
Kurmancan Datka, Türkiye’de de biliniyor. Onun hayatıyla ilgili 2019 yılında bir yüksek lisans tezi savunulmuştur. Tespit edebildiğimiz kadarıyla, 2002 yılından bu yana 14 adet Türkçe makale neşredilmiş, 6 bilim adamı bildiriler sunmuştur. Tölögön Kasımbekov’un Türkçeye kazandırılan Kırılan Kılıç romanında Kurmancan’ın hayatı anlatılıyor. İnternette Kurmancan Datkanın hayatıyla ilgili Türkçe 100 civarında çeşitli haber, makale ve duyuruları görmek mümkündür. Fakat bütün bunlar bile Kurmancan Datka’yı her yönüyle Türk okuruna tanıtmak için yeterli değildir.
Kurmancan’ın memleketi olan Alay’ın Türkçe literatürde sürekli Altay ile karıştırılması buna örnek olarak gösterilebilir. Türkiye’de Kurmancan Datka hakkında yazılan çoğu makale ve demeçlerde onun memleketi olan Fergana’daki Alay, coğrafi olarak Güney Sibirya’da bulunan Altay ile sürekli karıştırılarak Kurmancan’ın lakabı “Altay melikesi”, “Altay kraliçesi” şeklinde kullanılmaktadır. Oysa Alay ile Altay arasında epey bir mesafe söz konusudur. İki bölge arasında koskoca Kazakistan ve Doğu Türkistan toprakları mevcuttur.
Öte yandan Kurmancan Datka, Türkiye’de kitaplara konu olmaya başlamıştır. Kurmancan Datka hakkında Türkiye’de ilklerden olarak makale kaleme alan ve bu konuda bildirileri bulunan Prof. Dr. Nerin Yayın’a öğrencileri tarafından hazırlanan armağan kitabın başlığı “Türkiye’de Bir Kurmancan Datka Prof. Dr. Nerin Yayın Armağanı” adını taşıyor. Aslında, Kurmancan hakkında Kırgızistan’da hazırlanan kitaplardan bir iki tanesinin Türkçeye kazandırılması, bu önemli şahsiyetin Türkiye’de doğru şekilde tanıtılması ve bu alandaki boşluğun doldurulması açısından önemli bir çalışma olacaktı.
Rusların Türkistan’ı işgal ettiği çalkantılı bir devirde Fergana Vadisi’nde yaşayan Kurmancan; bilgeliği, liderlik vasfı ve öngörülü davranışlarıyla halkını korumasını bilmiştir. Onun bir anne, aile ve halk yöneticisi, şair, diplomat olarak nasıl biri olduğu hakkında Türkçe daha fazla çalışmaların yapılması gerekiyor.