Medeniyetimizde İz Bırakan Kadınlar
İnsanı, insanlığı doğuranlar; kadınlardır, analardır. Kadınlar insanı dünyaya getirmekle kalmamış, medeniyetleri de inşa edecek önemli işler yapmışlardır. Bunun eserlerini yakın tarihimizde, nakış nakış işlenen eserlerde görmek mümkündür. Dr. Fatma Bayraktar Karahan’ın kaleme almış olduğu İz Bırakanlar-Medeniyetimizi İnşa Eden Kadınlar isimli eser bu konuda önemli bilgiler veriyor. Halife Abdülmelik’in kızı Fâtıma bnt. Abdülmelik’ten başlayıp yakın zamanda kaybettiğimiz Prof. Dr. Necla Pekolcay’a (öl.2008) kadar 59 ismin öne çıkan hususiyetlerinin yer aldığı kitap, aslında kadınların da medeniyetimizin kurucu öğesi olduğunu gözler önüne seriyor. Karahan’ın eserin girişinde de ifade ettiği gibi her biri ilminden, sanatına, hayır ve hasenatından cesaret ve idareciliğine kadar farklı alanlarda temayüz etmiş isimler, yaşadıkları imtihanlar, sabırları, hüzünleri, başarıları ile kitapta yer alıyor. Kadınlar kimi zaman kalemi/kamışıyla, kimi zaman kılıcı tüfengiyle mücadelenin de içinde olmuşlar. Bunlar birisi olan Tayyar Rahmiye Hanım, isimsiz kahramanlardan birisidir. Öyle ki Fransızların 1920 yılında güneydoğuyu işgal ettiği vakitlerde o da 9. Tümen’in Fransızlara karşı yürüttüğü mücadeleye kendi kurduğu müfreze ile katılır. O istiklal mücadelesinin içinde çarpışırken şehit olmuştur. Adı ise Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti Arşivinde kahramanlık vesikasında geçmektedir. Kitap, medeniyetimizin öncü kadınlarını okura tanıtarak önemli bir vazife ifa ediyor.
(İz Bırakanlar-Medeniyetimizi İnşa Eden Kadınlar, Dr. Fatma Bayraktar Karahan, (DİB Yay. 2018, 229 s.)
Adım Adım Âkif’in İzini Sürmek
Bu ülkenin ortak değeri, sesi ve vicdanı olan Mehmet Âkif hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Peki onu, mücadelesini, ahlakını anlayabildik mi? Bu soruya net cevap vermemiz pek mümkün görünmüyor. Tüm değerlerin yerle yeksan olduğu bu çağda ve zeminde Âkif duruşuna ihtiyacımız var. O yüzden sadece okumak değil, onu, yaşadığı muhiti, fikir ve düşünce zeminini, mücadelesini adımlayıp, özümsemeye ihtiyacımız var. Bu konuda önemli bir başucu kitabı yayımlandı. Fahrettin Gün tarafından kaleme alınan Mehmet Âkif’in Kronolojik ve Fotoğraflı Hayat Hikâyesi isimli eser, bu alanda önemli bir boşluğu doldurduğu gibi, yol gösterici bir vazife görecektir. Yazar da giriş yazısında bu hususa işaret ederek, “Mehmet Âkif’in bütün veçhesiyle anlaşılması bir zarurettir. Bunun yolu da bu büyük düşünürün hayatının ve eserlerinin iyi bir şekilde incelenip, analiz edilip öğrenilmesinden ve anlaşılmasından geçmektedir.” demektedir. Aynı şekilde O “milleti adına haksızlığa, zulme, emperyalizme ve inkara başkaldıran bir aydındır. Aynı zamanda milletini inançsızlık bataklığından çekip çıkaran, gaflet uykusundan uyandıran bir şair ve mütefekkirdir.” (s.17) Hayatı ve mücadelesi, tarih, yer ve zaman, karakterler değişerek aynıyla tekrar etmektedir. O yüzden boşuna “Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!/Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/ ‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” dememiştir. Sadece Âkif’in yaşadığı dönemin değil, vefatından sonra da neler yapıldığının resmedildiği ve yazıldığı eser okurunu beklemektedir.
(Mehmet Âkif’in Kronolojik ve Fotoğraflı Hayat Hikâyesi, Fahrettin Gün, Beyan Yay. 2020, 435 s.)
Çâre; Tarih, Şiir ve Edebiyat Yolculuğuna Devam Ediyor
Yozgat merkezli yayın faaliyetini sürdüren Edebiyat, Fikir, Kültür, Sanat Dergisi Çâre 9. sayısıyla okurlarına yeniden merhaba dedi. Taşrada yayıncılık ve dergicilik yapmanın tüm zorluklarına rağmen koşusunu sürdüren Çâre dergisinin bu sayısında yine önemli konular ve isimler yer alıyor. Ethem Baran, Benim Hikayelerim yazısı ile, İsmail Karakurt Su Kıyısında Ağaçlar isimli şiiriyle kapaktan bizleri selamlıyor. Orta sayfa söyleşisi, geçtiğimiz günlerde Timaş yayınları arasından Tarihçi Geçmişi Kurgulamak: Kuram-Tasarım-İnşa başlıklı son kitabı yayımlanan Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca ile gerçekleştirilmiş. Karaca, tarih, tarihçilik, tarihi okuma ve öğrenme üzerine altı çizilecek sözler söylüyor. Onlardan birisi: “Tarihi öğrenmenin gayesi, dünü öğrenmek değil, günü anlamaya çalışmaktır. Günümüz olaylarının çözümü tarihte gerçekleşmez. Tarih, toplumların hangi çizgide geliştiğini gösterir.” Keyifle okunacak söyleşide tarih ufkunuzu açacak önemli doneler yer almakta. Derginin yayın yönetmeni Mustafa Mete bir kayıp çeşme üzerinden medeniyetimize ve yitip gidenler üzerine yazdığı “Çeşme” adlı deneme ile dikkat çekiyor. İhsan Kurt, Mehmet Aycı, Ahmet Şevki Şakalar, Mustafa Ruhi Şirin, Şenay Şeker, Esma Pınar Kavalcı, Mümin Çakır, Ali Oktay Özbayrak, Hüseyin Akbaş derginin bu sayısında eserleri olan şair ve yazarlardan bazıları.
(Çare Dergisi, Sayı: 9, Kış 2021 [email protected])
Okumanın Değişen Evreni: Kulaktan Okurlar
Alışkanlıklar dâhil, pek çok şeyin değiştiği bu çağda kitap okumanın da muhtevası, şekli, vasıtaları bir hayli değişti ve şekillendi. Yine her meselede olduğu gibi burada da değişime kayıtsız kalmak mümkün değil artık. Önce dijital platformlara taşınan kitaplar e-kitap olarak karşımıza çıktı. Sonrasında kitaplar okundu sesli kitap olarak hayatımızda yerini aldı. İki aylık kitap dergisi Okur, yeni sayısında “Kulaktan Okurlar”ı kapak yaptı. Editör yazısında bu hususa dikkat çekilerek “Büyükşehirlerde trafikte geçirilen sürenin artması, uzun yolculuklar için anlamlı bir vakit geçirme eylemine dönüşmesi, beyaz yakalıların kitap okumaya yeterince vakit bulamaması ve üstüne üstlük salgın şartlarının oluşturduğu zorunlu durumlar, sesli kitapların yükselişini hızlandırdı.” denmektedir. Selim Tiryakiol’un hazırladığı dosyada farklı isimlere “sesli kitap olur mu” olursa nasıl olur, sorulmuş. Hamit Kardaş “Kitap dinlenmez, okunur.” demekle birlikte mobil hayatın artık insanları zaman fukarası yaptığına dikkat çekiyor. Ve bir hakikat olarak “sesli kitap” bundan sonra hayatımızda daha fazla yer edecektir diyor. Nurcan Doğan, “kulaktan beslenenlere” sesli kitap döneminin başladığını söylüyor. Ancak burada da yine en büyük dezavantajı yayınevleri yaşayacaktır diye ilave ediyor. Yusuf Temizcan’ın editörlüğünde çıkan derginin bu sayısında Lütfi Arslan, Mustafa Özel, Turgay Bakırtaş, İsmail Güleç, Yusuf Turan Günaydın, Dursun Ali Tökel, Rabia Gülcan Kardaş, Zeynep Arkan ve daha pek çok yazarın kitap merkezli yazıları yer alıyor. Okur, hem okuyor, hem de okutuyor.
(Okur Dergisi, Ocak-Şubat 2021, Sayı:17, [email protected])