1970’li yılların anısına…
Köyde doğup, büyüdüm
Köy çocuğuyum ben
Yani yokluklar içinde doğmuşum
Ama yine de mutluymuşum meğer
Ben hiç arabaya binmedim
Ne demekti araba
Sadece peşinden koşardık traktörün
Bir de, köye gelen asker cipinin
Soğuk kuyu lastik topuğundan
Tekerlek yapar
Araba sahibi olurdum kendimce
Kimi zaman da pancardan
Üstelik yol da yapardım, sürmek için
Sığır gelince meradan
Eşek koğdurur, akranlarla birlikte yarış yapardık
Akşama doğru
Modullardık, hızlı gitsin diye
Meğer gaz verirmişiz eşeğe
Ne bir çantam oldu, ne de bir elbisem
Kırk yama yapardı, giysime annem
İster kız ol, ister erkek, giyerdik fistan
Bir elde kitap-defter, diğerinde odun
Bir de tarla-tapan, bağ-bostan olmazsa
Giderdik okula
Gazete buldu mu, bayram eder
Yüz yapardık kitaplara
Hele şehre hiç gitmedim
Şehir ekmeği de yemedim hiç
“Ahh, olsa da şöyle bir ısırsam” diye
Sayıklar dururdum
Yumuşak olduğunu söylerdi
Şehirden gelenler
Çökelekli dürüm, naylon çantam
Hele de çaputtan yaptığım dalya topum
Mutluluktu benim için
“Samsun Canik” ayakkabı almak için
Pazara götürecek olsa babam
Sabahlara kadar uyku girmezdi gözüme
“Peyk Pazarı” İstanbul’du benim için
Hele bir de sucuklu ekmek alırsa babam
Sorma gitsin; kral da bendim, padişah da
Yere göğe sığmazdım
Gıcırları çektim diye
Hiç param olmadı benim
Kırpık yün, demir parçası toplar
Verirdik çerçiye
Lokum, bisküvi, sakız alırdık
İşte, ben bir köy çocuğuyum
Yokluklar içinde, olanla yetinip
Mutlu olmasını, bilen biriyim